22 Aralık 2011 Perşembe

Ya e-posta adresiniz olsaydı?



İşsizin biri, temizlik işleri için Microsoft'a başvurur. İnsan Kaynakları, bir ön görüşmenin ardından test (yeri temizlemek) yaparlar ve "işe alındın, e-mail adresini ver, sana başvuru formunu göndereyim, aynı zamanda, işe başlamak için geleceğin günü bildiririm" der.

Adam çaresiz, bilgisayarının ve dolayısı ile e-mail adresinin olmadığını söyler. İnsan Kaynaklarından, onun adına üzüldüklerini, fakat e-mail'i yoksa kendisinin de var olmadığını ve kendisi de olmadığı için işe alınamayacağını söylerler.

Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebinde sadece 10$ ile çıkar. Ve bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı dolaşarak, 2 saat içersinde sermayesini ikiye katlar.

İşlemi bir kaç kez daha tekrar eder ve akşam eve döndüğünde 60$'i vardır. Ve bu şekilde yaşayabileceğini anlar, her sabah erkenden evinden çıkar ve aksam geç saatlere kadar çalışır ve her gün parasını üçe, dörde katlar.

Az bir zaman sonra, bir el arabası alır, bunu bir kamyonla değiştirir ve bir süre sonra artık, bir çok araçtan oluşan bir nakliye şirketi sahibidir.

5 sene geçer, adamımız Birleşik Devletlerin en büyük gıda nakliye şirketlerinden bir tanesinin sahibidir artık. Artık ailesini ve geleceğini düşünmektedir ve hayat sigortası yaptırmaya karar verir.

Bir sigorta şirketini arar, kendine uygun bir plan seçer ve konuşma biterken, sigortacı, teklifi gönderebilmek için adamın e-mail adresini ister. Adam e-mail 'inin olmadığını söyler.

"Şaşırtıcı, der sigortacı, e-mail'iniz yok ve bu hanedanlığı kurabildiniz, düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı.."

Adam düşünür ve şu cevabı verir:

- Microsoft'ta temizlikçi olurdum.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Yeni Bir Güne Günaydınla Başlamak

Sabah yatağınızda gözlerinizi açtığınız o ilk an, hani tavanı ya da duvarı gördüğünüz o ilk an ne düşünüyorsunuz? Sadece kızıyor musunuz yoksa uyanmak zorunda kaldığınız için, bir gün hiç uyanamayabileceğinizi düşünmeden? Söylesenize yeni bir gün ne kadar heyecanlandırıyor sizi? Aşkla bağlı mısınız hayata? Sabah kalktığınızda gülümseyebiliyor musunuz hiç?

Yaşamın sonluluğuna karşı bir sabah daha uyanmış olmak hoşunuza gitmiyor mu? Varsın hava soğuk olsun, uyanınca bir ürperti kaplasın vücudunuzu. Varsın sadece bir kaç saat uyumuş olun, gözleriniz kançanağı olmuş, şişmiş, belki başınız ağrıyor olsun. Varsın o gün yapacak bir dolu işiniz olsun, hiç enerjiniz yokken…

Belki kahvaltınızı hazırlayacak, hatta bırakın hazırlamayı eşlik edecek kimseniz de yoktur. Yiyecek bir zeytini zor buluyorsunuzdur belki. Belki de hiç bir maddi sıkıntınız yoktur ama sadece uyanmaktan nefret ediyorsunuzdur. Nedeniniz ne olursa olsun, o sıcacık yatağı terkedip buz gibi bir güne başlamak çoğu zaman zor gelir hepimize.

En kötü olasılıkları düşünün. Sevgiliniz sizi terketmiş olsun, girdiğiniz sınav kötü geçmiş olsun, patronunuzla aranız açılmış olsun. “Zor bir gün ne kadar sevinç verebilir ki” demeyin. Uyandınız ya! Bu yetmez mi? Uyanacak bir hayatınız var ve bu herşeye değer!

Hayat kısa. Aşkla bağlanabileceğiniz, uyandığınızda gülümseyebileceğiniz tek bir hayatınız var ve onun da ne zaman biteceğini kimse bilmiyor. Ama nasıl yaşayacağınızı sadece siz biliyorsunuz. Gülümseyin, kendinize ve hayata, hem de uyandığınız her sabah!

12 Ağustos 2011 Cuma

ÖSYM Başkanı Ali Demir, LYS sonuçlarının 19 Ağustos'ta açıklanacağını belirtti.

Prof. Dr. Demir, “Yüzlerce gencimizin ve ailelerinin heyecanla beklediği 2011 ÖSYS Yerleştirme Sonuçlarını açıklama aşamasına geldik” dedi
Adayların sabırsızlıkla bekledikleri sonuçları hızlı bir şekilde tamamlamak için ÖSYM olarak özverili ve yoğun bir çalışma temposundan geçtiklerini vurgulayan Demir, “Bu süreçte sistemli olarak kurumumuzu yıpratma gayreti güden yalan haberler de yapılıyor ne yazık ki. Buna rağmen biz, bir gencimizin bile hayallerine kavuşmasını geciktirmemek, adayları ve yakınlarını bekletmemek için sadece işimize odaklandık” diye konuştu.

Üniversiteye yerleştirme sonuçlarını 19 Ağustos 2011 Cuma günü açıklayacaklarını bildiren Demir, adayların sonuçların açıklandığı gün, saat 15.00 itibariyle ÖSYM'nin “http://sonuc.osym.gov.tr” internet adresinden sonuçlara ulaşabileceklerini söyledi.
ÖSYM Başkanı Demir, adayların sonuçları T.C kimlik numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerini belirterek, “Bu yıl yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek” diyerek adaylara hatırlatmada bulundu.

9 Ağustos 2011 Salı

Yapıcı Olmak Üzerine

Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış...

Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş... Ve onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da; kısaca Ranga Guru derlermiş...

Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş...

Ranga Guru ise;

- Sen artok ressam sayılırsın Racaçi.. artık senin resmini halk değerlendirecek. diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kirmizi bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmiş... Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor... Çok üzülmüs tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki.. Alıp resmi götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün oldugunu belirtmiş.

Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru... Ama bu defa yanına bir palet dolusu çesitli renklerde yaglı boya, birkaç fırça ile birlikte... Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş.

Raciçi denileni yapmiş...

Birkaç gün sonra gittigi meydanda görmüs ki resmine hiç dokunulmamış, firçalar da, boyalar da kullanılmamış... Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış..

Ranga Guru ise;

Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanaği ile karşılaşabileceğini gördün...

Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı...

Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin... yapıcı olmak eğitim gerektirir... Hiç kimse bilmedigi bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi...

Sevgili Raciçi Mesleginde usta olman yetmez, bilge de olmalısın.. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın... Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur...

Sakin emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartişma...

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Dostluk Üzerine

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği, bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu:
"Affedersiniz... Burası neresi?"
Kadın ona gülümsedi:
"Burası Cennet, efendim."
Adam bunun üzerine sevinçle:
"Harika!" dedi. "Peki bana biraz su verebilir misiniz? Ge rçekten çok susadım."
Kadın cevap verdi:
"Tabi efendim, içeri girin... İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz."
Adam köpeğine döndü:
"Hadi oğlum içeri giriyoruz," diyerek kapıya yürüdü... Ama kadın onu birden durdurdu:
"Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanları içeri almıyoruz..."
Bunun üzerine adam bir an durdu; düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular. Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla, yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı...
Adam sordu:
"Affedersiniz. Bana biraz su verebilir misiniz?"
Dede:
"İçeri gel." dedi. "Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..."
Adam sordu:
"Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?"
Dede:
"Tabii..." dedi. "Çeşmenin yanında köpeğ inin de su içebileceği bir kâse bulacaksın..."
Bunun üzerine adam kapıdan girdi. Biraz yürüdükten sonra sağ taraftaki çeşmeyi buldu. Adam çeşmeden, köpek de oradaki kâseden kana kana içerek susuzluklarını giderdiler.
Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu:
"Su için çok teşekkür ederim. Peki, burası neresi?"
Dede:
"Burası Cennet." dedi.
Bunu duyan adam şaşırdı:
"Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler."
Dede:
"Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi. "Orası Cehennem."
Adam iyice şaşırmıştı:
"Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?"
Dede gülümsedi:
"Kızmıyoruz. Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar."
Dostlarınızı Yarı Yolda Bırakmayın.
Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydır.
Bir dostun başarısına sevinebilmek ise
sağlam bir karakter gerektirir...

Dostluğun anlamını ve dostlarının değerini bilenlere...

Hızlı yaşayarak neleri kaçırıyoruz?

Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider.
Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.
Kemancı ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider.
Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.
En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.
Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.
Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell’in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı…
Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell’in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi…
Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?

Etkileyici bir yazı..

1994,Kevin Carter,Sudan
Çocuk emekleyerek 1 km ötedeki Birleşmiş milletler kampına gitmeye çalışıyor. Arkasındaki akbaba da çocugun ölmesini bekliyor. Fotoğrafı çeken Kevin Cartner fotografı çeker çekmez oradan ayrılıyor ve cocuga ne oldugunu kimse bilmiyor.3 ay sonra depresyona giriyor ve intahar ediyor.Fotoğrafçı bu fotoğrafla Pulitzer ödülü aldı.. 1994 yılında Sudan da çekilen bu fotoğraf Afrikada ki açlığın simgesi oldu ve belkide bir çok insan bu fotoğraf sayesinde açlıktan kurtuldu. Ancak insanlar olayı sadece bir fotoğraf karesi olarak görmüyorlardı, Kevin Carter e olayın devamını yani küçük kıza ne olduğunu sordular. Cevap en az fotoğraftaki manzara kadar içler acısıydı: Carter, küçük kıza yardım etmediğini ama fotoğraf çekerken akbabanın korkup kaçtığını, kızın yaşayıp yaşamadığını bilmediğini ama yaşıyor olması gerektiğini, çünkü gıda yardımı yapılan Amerikan üssünün pek de uzakta olmadığını söyledi. Vicdan azabına dayanamayan Kevin Carter, 1994’ün bir Haziran günü bahçe sulama hortumunu araba egzostuna bagladi ve arabasinda bogularak öldü.

Hayat Çok Kısa

Bir zamanlar doğuda çok akıllı ve bilgili bir hükümdar varmış. Bu hükümdar, yeryüzünde yaşayan insanlara ilişkin her şeyi bilmek istiyormuş. Vezirlerini yanına çağırmış ve:
- Bana dünyadaki tüm ulusların tarihini yazın, geçmişte ve şimdi nasıl yaşadıklarını, hangi savaşlara katıldıklarını ve çeşitli ülkelerde gelişmiş iş ve sanat kollarını anlatın! Diye buyurmuş ve onlara beş yıl süre tanımış.

Vezirler önünde saygıyla eğilmişler. Sonra krallıktaki akıllı adamların en akıllılarını bir araya toplamışlar ve hükümdarlarının dileğini iletmişler. Beş yıl sonra vezirler sarayda tekrar toplanmışlar.

- Büyük hükümdarım, dileğiniz yerine getirildi. Dışarıya bakarsanız istediğinizin karşılandığını görürsünüz demişler.

Hükümdar hayretle gözlerini açmış. Sarayın önünde sonu ufukta kaybolan bir deve kervanı duruyormuş. Her devenin sırtında iki dev heybe ve her heybenin içinde de on büyük cilt varmış.

- Bu nedir? Diye sormuş hükümdar.

- Bu dünya tarihidir, diye yanıtlamış vezirler.

- Buyruğunuz üstüne bilge kişiler beş yıl durmadan çalıştılar.

- Benimle alay mı ediyorsunuz? Diye kükremiş kral. Ömrüm bunların onda birini bile okumaya yetmez! Söyleyin kısa bir tarih yazsınlar. Ama tüm önemli olayları içersin.

Ve onlara bir yıl süre vermiş. Bir yıl geçmiş ve yine kervan sarayın önünde durmuş. Bu kez yalnızca on deve boyundaymış ve her devenin sırtında iki heybe, bunların içinde de on cilt kitap varmış. Kral çok öfkelenmiş.

- Bugüne kadar tüm ulusların yaşadığı yalnızca en önemli olayları yazmalarını söyleyin onlara demiş.

Akıllı adamların en akıllısı öne çıkmış ve:

- Yarın efendim. İsteğinize yarın kavuşacaksınız, demiş.

- Yarın diye yinelemiş hükümdar şaşkınlıkla. Çok iyi ama beni aldatıyorsanız başınızı yitireceksiniz!

Sonunda mavi gökyüzünde güneş yükselmiş ve hükümdar bilge kişiyi yanına çağırtmış. Yaşlı bilge elinde ufacık bir kutu ile içeri girmiş.

- Ey ulu hükümdarım, tüm insanlık tarihinde yaşanmış en önemli olayları burada bulacaksınız, demiş kısık bir sesle.

Kral kutuyu açmış. Kadife bir yastık üstünde küçük bir parça parşömen duruyormuş ve sadece bir cümle yazılıymış:
Doğdular, yaşadılar ve öldüler.

Duyguların Matematiği

Önce sevdim: Sevdiğimi öğrendim, sevebileceğimi farkettim. Sevdikçe kendimi kainatla topladığımı gördüm.

Affetmeyi öğrendim: Affetmenin, dostlarımı 10la çarpmak olduğunu fark ettim.

Pişman oldum: Pişman olduğumu itiraf ettim; pişman oldukça hatalarımı küçük, anlaşılır ve bağışlanabilir parçalara bölebildiğimi gördüm.
...
Hatırlamayı öğrendim: Hatırladıkça sevgilerimin kare kökünü bulup, onlardan hüzün çıkardığımı fark ettim.

Değer vermesini öğrendim: Değer verdikçe sevgilerin küpünü bulup, onları mutlulukla çarpabileceğimi gördüm.

İltifat etmesini öğrendim: İltifat ettikçe insanlarla aramdaki en kısa mesafenin bir tebessümün resmettiği bir çizgi olduğunu gördüm.


Özür dilemeyi öğrendim: Özür diledikçe nefretin ve öfkenin sonsuza bölündüğünü böylece dargınlıkların limit sıfıra giderken yok olduğunu fark ettim.

Hüzünlendim: Hüznü sevdim, hüznün kalbime dokunmasına izin verdim.
Böylece bütün mutlulukların ve zevklerin sonunda ayrılık çizgisine teğet geçip geri döndüğünü gördüm.

Ve bir gün öleceğim: Kesinlikle öleceğim ve öldüğüm gün anlayacağım ki; yaşadığım hayat, paydası sonsuzluk olan basit bir kesirden ibaretmiş.

Tüm bu işlemlerin sağlamasını yapmak isterseniz, kalbinize bir bakın.

Can Dündar / Aşk Ayakkabı Gibidir

Bedenin yükünü ayaklar taşır,ruhun yükünü yürekler.. bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir arada
barındıran ayakkabıyı seçersiniz.
İçinizin acılarını,sıkıntılarını,kırgın​lıklarını ve hayallerini yüklenen yüreğiniz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız.
Zaten... aşklar da ayakkabılar gibidir...
Bazıları çamur yağmur,toz toprak kar buz gibi her türlü "kötü hava"koşullarına dayanıklıdır.
Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak "yamulur"ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya güzel havalarda bile "iki günde bozulup"gider.
Aşkları da ayakkabılar kadar "itinayla"seçmezseniz,tıpkı ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde NASIR oluşabilir.
Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz için "zamanla açılır"diyen satıcıya inanarak alırsanız,zaman içinde ayak kemiklerinizde "deformasyon" başlar.
Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye kapılıp"zamanla
düzelir" diyenlere kanarsanız, yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldığını" görebilirsiniz.
Aşık olabileceğiniz insan türü,tıpkı ayakkabılar kadar değişik stillerde,farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir"....
Aşkı bir çeşit serüven olarak"spor"gibi yaşayanlar, aynen "spor ayakkabı"gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar.
Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı"gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar.
Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır.
"Bez"ayakkabılar gibi kısa ömürlü "tatil aşkları"ise hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur.
"Marka"ayakkabı alır gibi,sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna "tutulan"aşıklar görürsünüz. Katı plastikten "yağmur çizmesi"edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar" biçimde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz.
Ayrıca ne tuhaf ki,psikolojik testlerde "zaafı"olup evine sayısız çeşitte ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik" türde aşklara da zaafı olduğu söylenir.
Evet,aşk "ayakkabıdır".
Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor"kullandığnız zaman kolayca eskittiğiniz gibi, aşkınıza da dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz zaman kısa sürede "eskitirsiniz".
Ve nasıl ki"delik"bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde yalnızca"bir miktar"ömrünü uzatmış olursanız;"delik"bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da asla eskisi gibi olmayacaktır.
Can Dündar

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Mozilla Firefox'da Facebook sohbeti eski haline getirme

Burada Google Chrome için anlatımını yapmıştım. Firefox kullanıcıları için anlatımı aşağıda bulabilirsiniz.
Öncelikle Firefox'un greasemonkey eklentisine ihityacımız olacak.

Buradan eklentiyi indirelim.

Sayfada üstte görüldüğü gibi  + | Add to Firefox butonuna tıklıyoruz. Önümüze aşağıdaki gibi bir pencere gelecektir. Şimdi kur-Install Now- butonuna tıklayarak eklentimizi kuruyoruz.


Eklenti kurulduktan sonra firefox'u yeniden başlatmanızı isteyecektir. Firefoxu yeniden başlatıyoruz.
Son adım olarak buraya tıklayarak gelen pencerede Install seçeneğini seçiyoruz.


Sağ altta şekildeki gibi bir pencere cıkarsa işimiz bitmiştir demektir. Facebook'a girerek eski sohbet sayfanızı kullanabilirsiniz.


Google Chrome'de Facebook sohbeti eski haline getirme

Firefox için anlatımını Burada bulabilirsiniz.
Facebook'un yenilikleri bitmiyor. Facebook yenilik getirdikçe de bizler bu yeniliklere alışana kadar çileden çıkıyoruz. Ufak bir eklenti ile artık sohbet penceresini eski haline getirebiliyoruz. Yapmamız gerekenler cok basit. 

Hemen Buraya tıklıyoruz. Chrome'nin alt kısmında aşağıdaki gibi bir uyarı gelecektir. Devam Et butonuna tıklıyoruz.


Bizden yüklemeyi onaylamamızı isteyecek. Yükle butonuna basarak devam ediyoruz.


Aşağıdaki gibi bir ileti geldiğinde sohbetiniz eski haline gelmiş demektir.


Lüfer, hamsi, kalkan / daralıyor zaman...




Lüfer, hamsi, kalkan / daralıyor zaman...: "“Seninki kaç santim?” kampanyası yarım milyon insanın desteğiyle devam ediyor. Denizlerimizin ve balıkların geleceği için, iş işten geçmeden, daha fazla ertelemeden, hemen şimdi eyleme katıl.


13 Temmuz 2011 Çarşamba

Bir defa öldün ya zamanında.. bir daha ölemezsin..

Unutma! Yüreğinde bir ismin imzası var ve sen onu silemezsin. Söküp atamazsın, ne kadar uğraşsan da. Seninle beraber büyür içindeki sızı. İlk önce onu hissedersin başkasına dokunduğunda.

Unutma! Bir kere sevdin mi, uzun uzun yanarsın. Sitemler, öfkeler birikirken içinde, sen azalırsın. Dilinde küfür, elinde kadeh eksik olmaz Günler böyle geçer; alışırsın.

Unutma! Sabahlar artık gecikir. İster sağa dön ister sola, gözüne uyku değil gidenin hayali gelir. Kendini şiirlere verirsin. Elin sigaraya gider her on dakika da bir; fena zehirlenirsin.

Unutma! Bir süre güvenmeyeceksin kimseye, kendine sığınacaksın. Aşk konuşulduğunda sen susacaksın. Of larla ah larla başlayacaksın her cümleye. Çevrende senden başka herkes haksız olacak. Senin haklılığınsa çaresiz gidecek çöpe.

Unutma! Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın, biri seni bulacak. Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan, biraz ürkeceksin. Ne kadar dirensen de nafile, insansın sonuçta, seveceksin. Eski acılara bakıp da küsme sevdalara. Gavura kızıp da oruç bozulmaz. Sök at kafandan acaba ları! Bir kemik, aynı yerden iki defa kırılmaz.

Artık kararmaz gecelerin. Bir daha yaşlar akmaz gözünden. Sabahların gecikmez. Kim bilir ağladığın günlere gülersin.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Mühendis Sevgilisi Olanlara Altın Öğütler



- Mühendis sevgili genel olarak muhaliftir.

- Mühendis sevgiliye ispat edemeyeceğiniz iddialarla gitmeyin, üzülürsünüz.

- Mühendis sevgili siz gözünün önünde bir halt yemedikçe kıskanmayacaktır, boşuna kıskandırmaya uğraşmayın.

- Mühendis sevgili ile tartışırken kullanılmaması gereken kelimeler; "hissediyorum, öyle gibi geldi, bence öyle, içime doğdu, "

- Mühendis sevgili çiçek alsın istiyorsanız "Bana çiçek al" demeyin, "Bana yarın bir buket gül getir ve köşedeki çiçekçiden al" diyin.

- Mühendis sevgilinizi arkadaşlarınızla tanıştırıp bir anda kaynaşmalarını beklemeyin.

- Mühendis sevgilinizin üniversiteden tanıştığı, küfürleşerek konuştuğu, saatlerce anlamadığınız kelimelerle bezenmiş ders muhabbetleri yaptığı birtakım arkadaşları olacaktır. Sevin onları, kabullenin. Mümkünse arkadaşlarınızla tanıştırın. Çünkü onlardan asla kurtulamayacaksınız.

- Mühendis sevgilinize kavga anında peşinizde koşup köpek olması için "Seni artık sevmiyorum "demeyin. Beyni komutlarla çalışan bu adam ciddiye alarak bir daha aramayabilir.

- Güzel kız görünce bakacaktır, kızmayın, kötü bir niyeti yok, sadece tanımadığı bir türü inceliyor.

- Ve son olarak, Mühendis bir sevgiliniz varsa ve "Seni Seviyorum" diyorsa, kıymetini bilin, adamı sakın kaçırmayın.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

İnterner Explorer Değişmeyen Giriş Sayfasını Değiştirme

Bu aralar sık sık karşılaştığım bi sorun bu.Giriş sayfaları farklı farklı siteler oluyor ve değiştirmeye izin vermiyor siteyi. Anasayfanın olduğu yer pasif durumda.Bu yazımda bunun en basit olarak nasıl giderileceğini açıklayacağım.
1 ) Başlat dan çaliştira geliyoruz. ( Kısa Yolu : Windows Tuşu + R )
2 ) Çalıştır  ” Regedit” yazıp enterlıyoruz.
3 ) Diyelim ki giriş sayfamız “http://sitedegismiyor.com” olmuş. Regedit ekranında Düzen menüsünden Bul a tıklıyoruz ve aramaya “sitedegismiyor.com” olarak aratıyoruz.
4 ) HKEY_CURRENT_USER – Software – Microsoft – Internet Explorer – Main bu sekmeler altında bulunan
Start Page isimli dizine çift tıklıyoruz ve açılmasını istediğimiz siteyi yazıp tamam diyip çıkıyoruz.

İşlem bu kadar =) İnternet Explorer için kolay yoldan giriş sayfamızı değiştirdik.

8 Temmuz 2011 Cuma

Giden Sevgiliye

Sen gittin.. Bir zifiri karanlık, bir zından yalnızlığı, ağır bir boşluk bıraktın geride. Gittin ve dönmeyeceksin bir daha. Haklısın gidişinde, bu aşkı bitirmekte haklısın. Tek söz söyleyemedim. Yüzüne bakamadım. Karşında ağlamadım. Eridim, tükendim, bittim. Sonsuzlukta bir insan nasıl olur.. sesi soluğu nasıl duyulur?

Elveda aşkım.. Elveda sevgilim. Sen kendini hiç böyle gereksiz, böyle değersiz, böyle yapayalnız hissettin mi? Ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.Aynalara bakıyorum. Aynada gördüğüm ben değilim. Gözlerim cehennem ateşi.. dudaklarım mühürlenmiş. Ellerim titriyor. Yüreğim kızgın demirlerle dağlandı. Yokluğunun bedeli çok ağır sevgilim.

Sevinçlerim, hayallerim, umutlarım, renkli dünyam elveda.. Elveda yaşamak.. Yaşamın anlamı elveda. Kimse farkında değil yokluğunun. Sensiz ne hallerde olduğumu kimse bilmiyor. Anlamıyor yitip giden bir aşkın kederini.

Düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun, ayaklarımın altından kayıp gidiyordu toprak, denizlerin ovaların üstünde uçuyordum. Güneş kadar yakındı bana aşk. Güneş kadar sıcak ve parlak. Bıraktın birdenbire, kanatlarım kesildi. Hızla çakıldım yere, boşluğun içindeyim, şimdi hiçbir şeyim.Oysa dünyanın en zenginiydim. Bütün çiçekler bizim için açardı, bizim için ballanırdı meyveler, ekinler bizim için bereketli, sular bizim için çağlardı. Şimdi toz duman içinde kızgın bir çöldeyim. Yönümü yolumu şaşırdım. Sam rüzgarlarına bıraktım gövdemi, sürüklenmekteyim.

Sen bensiz nasılsın, bilmiyorum. Rahat mısın, mutlu musun, bu kadar çabuk beni unutur musun?.. Nasıl birden mazi olursun?

Düne kadar gözlerinden aşkı içtiğim, dudaklarında yüreğimi erittiğim, uğruna bıçaklar çekip dünyaya meydan okuduğum ey sevgili nerdesin? Kimlesin?.. kimlerlesin?.. Kimlerle oynaşır gönül eğlersin? Ben burada, terk edip gittiğin yerdeyim.

Elveda aşkım.. Elveda birtanem.. Elveda sevgilim! Elveda sana...

7 Temmuz 2011 Perşembe

İclal Aydın - Cansuyu


Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına
düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan
başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara,
vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu
çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum
herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı
oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor,
köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların
üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten
sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların
bana inat, başın her şeye meydan okuyarak.
İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum.

Ve sen yine bilmiyordun.


İclal Aydın

Sagopa Kajmer - Saydam Odalar

VE TEKRAR SAGOPA KAJMER!…
Rap müziğinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi Sagopa Kajmer (Yunus Özyavuz) yepyeni projesi ”SAYDAM ODALAR”la tekrar sizlerle.
İlk başta ”Galiba” isimli şarkısına bir single cd çıkarmayı planlayan Sago,daha sonra bu fikri genişletmiş ve mini bir albüm hazırlayacağını duyurmuştu.Toplam 6 yeni şarkı içeren saydam odalar albümü aynı zamanda Sagopa Kajmer’in 2010 senesinde internetten hediye olarak verdiği ve insanlar tarafından çok sevilen ”Ardından Bakarım” şarkısını da içinde barındırıyor.
Eşi ”Kolera (Esen Özyavuz)” ile 2 yeni ortak çalışma yapan Sago,bu albümünde de Kolera hayranlarını mutlu ediyor.Galiba adlı yeni şarkısının birçok farklı mixini içeren Saydam Odalar adlı yepyeni Sagopa Kajmer albümü toplam 16 şarkıdan oluşan arşivlik bir rap ziyafeti.



CNet Modem Ayarları

internet explorerda 10.0.0.2 ye gittiğimizde ilk olarak şifre isteyecek burada modemin standart şifreleri kullanıcı kitapcığında yazıyor. 2 çeşit kullanıcı tipi var
1. kullanıcı adı: admin ilk şifre : epicrouter
2. kullanıcı adı: user ilk şifre : password
şifreleri değiştirseniz bile eğer reset atar veya fabrika ayarlarına dön derseniz ilk şifreye geri dönecektir
admin olarak giriş yaptıktan sonra aşağıdaki gibi sayfa açılacaktır burada wan kısmında ip adresinin olması benim ayarlarım yapılı olmasından kaynaklanıyor ayarsız ise burada birşey yazmaz
Şekil 1.

1. daire içindeki kısımdan adsl hakkında bilgi ala biliriz nekadar süredir bağlı ne dir ne değildir vs vs
2. daire ise adsl ile bağlana bilmek için ayarların yapılacağı sayfa
3. daire virtual server kısmından port ları açmak için ayar sayfası
1. daireye tıklayarak alt yapıyı öğrenelim

Şekil2


burada CO vendor kısmı alt yapıyı kuran firmanın kim doluunu göstermekte benim alt yapı alcatel eğer nec alt yapısına sahip iseniz bu kısımda "Globespan" yazması gerekirdi bu ikisi arasındaki farkı ayar yaparken kullanacağımız için gerekli.
Configuration altından Wan kısmına giriyoruz

şekil 3.



burada ilk başta 2 ile gösterilen vpı =8 ve vcı=35 şeklinde ayarlamayı yapıyoruz
ENCAPSULATION kısmına eğer alcatel ise �PPPoA VC-Mux�
eğer global alt yapısına sahipsek �PPPoE LLC� seçeneğini seçmemiz gerek şekil 2 de alt yapıyı öğrenmiştik burayı ayarladıktan sonra sayfanın alt kısmında pppayarları mevcut

şekil 4.



1. numaralı kısma istediğimiz ismi verebiliriz
2. numaralı kısımda kullanıcı adn@ttnet şeklinde olmak üzere kullanıcı adımızı ve
3. bölümede şifremizi girdik
4. kısımda modem hattan düşerse veya bağlantıda kesiklik olursa otomatik olarak bağlantı geldiğinde yeniden bağlanmayı sağlıyor

Şekil 5.



sayfanın en alt kısmında
1. kısıma "Submit" basacak olursak ayarlar kaydedilir ancak aktif hale geçmez aktif hale geçmesi için 2. kısımdaki linke tıklamak gerekir bu durumda modem bütün değişiklikleri kaydeder ve kendini yeniden başlatarak ayarların aktif olmasını sağlar ancak burada
başka ayarlar yapacaksak submit tuşuna basıp diğer ayarlarıda yaptıktan sonra 2. kısımdaki linke tıklaya biliriz bu sayede modemi 1 kere yeniden başlatarak bütün ayarları kaydetmiş ve aktif hale getirmiş oluruz.

Port açmak için:

Configuration kısmından virtual serverı seçiyoruz Şeki 1 de 3. kısım

şekil 6.



eğer bir port değilde port aralığı açmak istiyorsak 1. kısıma açmak istediğimiz aralığın başlangıç portunu 2. kısıma bitiş portunu ,port type dan tcp - udp ayarını ,3. kısıma modem tarafından ethernet kartına atanan veya sizin ayarladığınız ip adresini girip 4. butona bastığımızda eklemeyi gerçekleştirmiş oluruz.
eğer sadece bir port açılacak ise 5. ve 6. kısıma açmak istediğimiz portu ,port type dan tcp - udp ayarını ,7. kısıma 3. kısımdaki gibi ip adresimizi girdikten sonra 8. butona basıp ekliyoruz
ancak bu ayarlarda 00 ile gösterilen kısımdaki "save settings" linkine tıklayıp ayarları kaydettirmeden etkinleşmez

birazda güvenlik:

şekil 7.



Admin yetkileri ile giriş yaptığımızda karşımıza gelen ekranın solundan 0 ile belirttiğim menuyu seçip burada birkaç ayarlama yapacağız,
http server accses bu menu http ara yüzüne kimlerin girebileceğini yetkilendirdiğimiz bölüm buradaki 1 ile daireye aldığım all seçeneği seçili olursa web servera yani 10.0.0.2 ile gelen sayfaya internetten başkasının ulaşması mümkün hale gelmekte bunun iyi yanlarıda mevcut örneklemek gerekirse hiç bilmeyen arkadaşınızın modemini internet ip adresini alarak siz uzaktan ayarlayabiliyorsunuz ama bu sadece istendiği taktirde açılmalı yoksa kötü niyetli kişiler için modemin web arabirimi açık ve savunmasız halde kalmakta o yüzden 2. daire ile aldığımda bulunmasında ve isteğe bağlı olarak tek bir ip veya lan olarak bütün bilgisayarların açık olması seçilebilir ev kullanıcıları için lan yeterli bence 3. dairede ise http adresimizin port numarası var burası 80 standart porttur web sayfalarının kullandığı port ancak bu portu da kendi istediğiniz bir portla değiştirmekj standart ayarlardan uzaklaştıracağı için güvenlik seviyenizin artmasına katkı sağlar ve buraya yazdığınız port numarasını modem sayfasını çağırırken kullandığınız ip adresinin sonuna eklemeniz gerekmekte örn:10.0.0.2:8080 şeklinde olmalı artık sadece 10.0.0.2 yeterli değildir

FTP server , telnet , tFTP server ayarları
Ufak birkaç tane daha ekleme yapayım hemen altında ftp server ,tftp server ,telnet gibi seçenmekler görmektesiniz buradan direk olarak bu isteklere modeminiziz kapata bilirsiniz. Bende hepsi kapalı ama telneti başka bilgisayarlara bağlanmak için kullananların açık tutması gerekebilir onun dışında tftp herkesin bildiği blaster solucanının kullandığı yol bu sayede bilgisayarınızdaki bilgiler azda olsa daha güvenli.Ftp server ise kimse yanlış anlamasın bu ftp erişimlerinizin kısıtlanması demek değil bu sizin bilgisayarınızı ftp şeklinde kullanma isteğinizi kapatmış oluyorsunuz yani bir çok ev kullanıcısı ftp şeklinde kullanmadığına göre bunun enable olmasıda gereksiz geldi birde sadece lan için ftp server kura bilirsiniz bunun için ise ftp server enabled fakat Disable WAN side FTP accses seçeneğinin işaretli olması gerekmekte

DMZ Ayarları (De-Militarize Zone/Silahtan Arınmış Bölge)
Dmz yi açmak isteyenler için 4 ü enabled etmeleri ve 5. bölgeye dmz ninn açılacağı lan ip adresini girmeleri yeterli olacaktır. Ve buradaki ip adresi firewallun dışında kalacak ve modeme gelen bütün istekler bu ip adresine yönlendirilecektir

2 Nisan 2011 Cumartesi

YGS'de şifreleme tesadüf değil!


YGS’de basına dağıtılan matematik testinde cevap şıklarının şifreli olduğu ortaya çıktı. Şifreyi bilenlerin 40 sorudan 38’ine doğru cevap verdiği iddia edildi. ÖSYM ise bunu yalanladı. Ama uzmanlar tepkili... 

ABBAS GÜÇLÜ: "BU ŞİFRELEME TESADÜF DEĞİL" "Ortada bir sorun olduğu kesin. ÖSYM'nin inandırıcı bir açıklama yapması gerek" diyen Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü, şifre iddialarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"ÖSYM'nin bu açıklaması inandırıcı değil. Seçeneklerin yeri değişse dahi bu şifre uygulandığı zaman değişen birşey olmuyor. Formül geçerli olduğu sürece yine aynı sonuca ulaşılır. Bundan sonra ne olacak, kimse fikir sahibi değil. 1 milyon 700 bin kitapçık üzerinde aynı formülü uyguladığınız sürece seçenekleri değiştirseniz dahi cevaplara ulaşabilirsiniz. Bu sadece basına dağıtılan bir kitapçık değil; ÖSYM'nin internet sitesinde de aynı kitapçık var. Bu şifreleme tesadüf değil! ÖSYM, bu şifreleme işleminin neden yapıldığını açıklasın."

ÖSYM'den yapılan açıklamada, ''Basında 'YGS'de Gizli Şifre' başlığı ile yer alan kitapçık, ÖSYM'nin sınav sonrasında basına vermek ve internet sitesinden duyurmak üzere hazırlanmış, ana soru kitapçığından türetilmiş, tek bir soru kitapçığıdır. Bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerleri değiştirilmiştir. Bu soru kitapçığı sınava giren hiç bir adaya verilmemiştir'' denilmişti

İŞTE O DEĞERLENDİRMELER:

AVUKAT AYLA VARAN: "ŞİFRELEME TESADÜF DEĞİL"YGS'de şifre iddiasını gündeme getiren Avukat Ayla Varan, NTV'ye konuştu. Varan, şunları söyledi:
"Halk arasındaki söylentilerden yola çıktık ve ÖSYM'nin internet sayfasındaki kitapçığını inceleyerek bir kaç deneme yaptık. Sonucu görünce şifrelemenin tesadüf olamayacağını gördük. Daha sonra dershanelerle de görüştüm, "Acaba yanılıyor muyum" diye...  Çünkü gözlerime inanamadım.
Ben sadece matematik testine baktım. Dershanede yapılan araştırmalarda diğer sorularda da buna benzer durum yaşandığını söylediler.
Özellikle matematikte bundan kuşku duydum ama bu durumdan kuşku duyarken de bir kurumu yıpratma düşüncesinde değilim."
KILIÇDAROĞLU: "GİZLİ KAPAKLI FORMÜLLERLE BİRİLERİ YİNE AVANTAJ SAĞLADI"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise yaşanan bu şifreleme olayı ile ilgili hükümete yüklendi:
"Gizli kapaklı formüllerle birileri yine avantaj sağladı. Çocuklarımızın hakkı yendi. İşte ustalık dönemi bu. Yine birisi demiş ki, efendim biz demiş çıraklık dönemiydi, sonra kalfalık, şimdi de ustalık dönemi. Sevsinler senin ustalık dönemini. Bugün açın gazeteleri, manşetlerini görün. YGS sınavı. Çocuklarımız sınava girdi. Öyle bir formül üretiyorlar ki belli kişiler bilecek, soruları dağıtmaya gerek yok. Diyeceksiniz ki, en düşükten en yükseğe göre yapın, şunu işaretlediniz mi, daha doğrusu en düşüğü en yükseği işaretlediniz mi doğru çıkacak. Kafanızı yormaya da gerek yok. Bunların ustalık dönemi bu. Ben merak ediyorum siyasi iktidar bu YGS sınavlarıyla ilgili nasıl bir tepki verecek. Daha ses çıkmadı, bilmiyoruz. O sınava giren benim, sizin bizim çocuklarımız. Biz çocuklarımızı niye dersaneye görderdik? Boğazlarımızdan kestik çocuklarımız okusun diye. Ne oldu?"
Kaynak: Prizma Haber

1 Nisan 2011 Cuma

Ygs de şifreli kopya iddiası


ARTVİN’de bir avukat ve bir dershane yöneticisi, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda en az 100 sorunun belli bir formüle göre cevaplandığında rahatlıkla çözülebildiğini belirlediklerini ileri sürdü. Belirlenen bir formülle özellikle matematik testinde soruların tamamına yakınını doğru çözmenin mümkün olduğu vurgulandı.

Artvin’de avukatlık yapan Ayla Varan, sorularda şifreleme sistemi olduğu konusunda aldığı duyumun ardından tüm soruları tek tek incelediğini belirterek, şu iddiada bulundu:

"Cevapları rakamsal olan sorularda bu şifreleme sisteminin hatasıza yakın uygulandığını gördüm. Sisteme göre cevap şıklarındaki rakamlar küçükten büyüğe göre sıralanıyor. Eğer çakışan varsa doğru cevap çakışan rakamın bulunduğu şık oluyor. Hiçbir rakam çakışmazsa doğru yanıt ’E’ şıkkı olarak çıkıyor. Birden fazla çakışan varsa da cevap en küçük rakamın bulunduğu şık oluyor. Matematik testindeki 40 sorudan bu sistem uygulayarak 37 sorunun doğru cevabına ulaşılabiliyor. Ayrıca yanıtları rakamsal olarak verilen Sosyal Bilimler, Türkçe ve Fen sorularında da aynı formülü uygulayarak en az 50 soruyu daha rahatlıkla çözebilirsiniz."

Ayla Varan, ayrıca bazı Türkçe sorularında da alfabetik şifreleme olduğunu tespit ettiklerini öne sürerek, "Öğretmen arkadaşlarımız sorular üzerinde çalışmaya devam ediyor" diye konuştu.

Artvin Sınav Dershanesi kurucularından Fahri Akyüz ise, bir velinin başvurusu üzerine sorularda yaptıkları incelemede şifreleme formülünü tespit ettiklerini öne sürdü. Akyüz, "Öğrencilerimizi bir yıl boyunca bu tür sınavlara hazırlıyoruz. Daha önce yaşanan onca olaydan sonra tedbirlerin alındığını görüyorduk. Ancak böylesi bir şifreleme ve formüle etme durumunun olacağını düşünmüyorduk. Öğrencilerin emekleri hiçe sayılmıştır. Tabi ki ÖSYM yetkililerinin konuya yanıt vermeleri ve açıklama getirmeleri gerekiyor" diye konuştu.

Şifreleme nasıl çözülüyor?

MATEMATİK testinde ağırlıklı olarak uygulanabilecek şifreleme yöntemini çözmek çok basit. 40 soruluk matematik testi bu yöntem sayesinde yaklaşık 10 dakikada çözülebiliyor. Şıklardaki rakamsal değerler o şıkkın altına küçükten büyüğe doğru yazılıyor. Eğer bir şıkta rakamlar çakışıyorsa doğru cevap o şık oluyor. Eğer hiçbir şıkta çakışma olmazsa genellikle E şıkkı doğru cevap olarak çıkıyor. Eğer birden fazla şıkta çakışma oluyorsa doğru yanıt rakamsal olarak küçük değerin bulunduğu şık oluyor.

ÖRNEK SORULAR

Matematik Testi 4’üncü soru:

2011-2010+2009-2008+...+3-2+1 işleminin sonucu kaçtır
A) 1004 B)1008 C) 1000 D) 1006 E) 1002
Formüle göre rakamları küçükten büyüğe göre şıkların altına yeniden sıralıyoruz. Yeni sıralama:
A) 1000 B) 1002 C) 1004 D) 1006 E) 1008 şeklinde oluyor.
D şıkkında 1006 rakamı çakıştığı için doğru yanıt D şıkkı olarak işaretleniyor. Cevap anahtarında da 4’üncü sorunun yanıtı D şıkkı olarak veriliyor.

Matematik Testi 13’üncü soru:

Üç basamaklı bir doğal sayının sağına 3 yazılarak dört basamaklı A sayısı, aynı sayının soluna 2 yazılarak dört basamaklı B sayısı elde edilmiştir. A+B=9967 olduğuna göre üç basamaklı sayının rakamlarının toplamı kaçtır?
A) 12 B) 9 C) 15 D) 13 E) 11
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15

Rakamları bu şekilde küçükten büyüğe göre şıkların altına yeniden yerleştiriyoruz. Bu soruda da D şıkkında 13 rakamı çakışıyor. Doğru yanıt cevap anahtarında da D şıkkı olarak veriliyor.

Matematik Testi 22’inci Soru:

Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde bitiriyor. Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte kaç günde bitirir?

A) 50 B) 30 C) 45 D) 40 E) 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
şeklinde sıralanınca doğru yanıt B şıkkında çakışan 30’dur. Cevap anahtarında da doğru yanıt B şıkkı olarak veriliyor.

31 Mart 2011 Perşembe

Imamın Ordusu-Ahmet Şık E-Kitap Indir




Ahmet Şık’ın yazdığı ancak henüz basılmayan kitabı 'İmam’ın Ordusu' ile ilgili olarak polis Radikal Gazetesi'ni aramış ve Ertuğrul Mavioğlu'nun bilgisayarındaki kitap taslağını almıştı.

Cumhurbaşkanı Gül, Ahmet Şık'ın kitabının toplatılmasının yersiz olduğunu söylemiş ve bu gelişmenin satışlarını artıracağını dile getirmişti.

AYDIN ENGİN DOĞRULADI
Kitabın taslağını polis tarafından el konulmadan önce okuyan Aydın Engin, internette paylaşılan kopyayı inceledi. Ve kopyanın gerçek olduğunu nvtmsnbc'ye açıkladı. Engin, 'Dokunan Yanar' başlığıyla yayınlanan dökümanla ilgili şu açıklamayı yaptı: ''Bugün bana bir mail yollandı. Ahmet Şık’ın kitabının orijinalinin kendilerine İsveçli aktivistlerce iletildiğini belirtiyorlar ve benden gerçekten kitabın orijinali olup olmadığını soruyorlar. Baktım tümüyle orijinal''

Download: İNDİR

27 Mart 2011 Pazar

DEV HACK TROJEN PAYLAŞIM ARŞİVİ

KEYLOGGERS & PASSWORD STEALING:
- Ardamax 2.8
- Ardamax 3.0
- Fake Messenger w/ password retriever (Revenge Messenger)
- Silent Keylogger by BUNNN
- Digital Keylogger v3.3
- Infinity YouTube cracker (doesn't work according to many but its still present)

CRYPTERS AND BINDERS:
- File Joiner v2.01
- File Injector v3
- Xeus Technologies HotFusion binder
- Japabrz's Csharp crypter
- Daemon Crypt V2
- Crypter v1.2
- nBinder v5.5 premium
- Easy Binder v2
- Shell Labs Icon Changer
- ShockLabs file binder
- uBinder v1.30 SE (someone's private binder, it is almost FUD)

FREEZERS & BOMBERS:
- Frozen Land MSN Freezer v1
- Facebook Freezer
- Hotmail Lockers
- Email Bomber (an HTML page, no exe required!)

RATS:
- Beast v2.07
- BitFrost v1.2
- Dark Moon v4.11
- Lost Door v2.2 Stable public edition
- MiniMo v0.7 public beta
- Nuclear RAT v2.1.0
- Optix v1.33
- PaiN RAT 0.1 beta 9
- Poison Ivy v2.3.2
- Shark 3
- Spy-Net v.1.7
- Y3 RAT v2.5 RC 10


OTHERS:
- Proxy Switch v3.9 Ultimate
- Savk AV Killers (all 5 safe and deadly versions)
- Ardamax keylogger remover


link

http://hotfile.com/dl/111918171/520a02b/hack_ar__iv.rar.html

not:

sanal pc ile kullanın

26 Mart 2011 Cumartesi

Hotfile İle Para Kazanma

Upload yaptığınız dosyaların her indirilmesine para ödeyen bir sistem.Rapidshare'den farklı olarak indirme işleminin basit olması ve rütbelendirme sistemi var ve download başına verilen ücret rapid ve diğer sitelere göre çok fazla ve cazip.

Alacağınz para miktarı upload mikatarınıza göre değil , eklediğiniz dosyaların indirilmesine göre belirlenmektedir. Rütbelendirme üye olunca 'copper' ile başlar buda şu demektir, yüklediğiniz dosya 1000 kere indirilirse 2$ ile 4$ arasında para kazanırsınız.
Platininum seviyesine gelince'de indirlme oranınıza bağlı olarak 7$ ile 15 $ arasında para kazanırsınız,eklediğiğiniz dosyaları kendiniz indirdiğinizde de aynı şekilde para kazanırsınız.

Hotfile şuanda Türkçe desteğide vermektedir,bu sayede işlemlerinizi anlıyarak yapma imkanıda sunmaktadır.ödemeleri paypal ile yapılır.15$ biriktiğinde parayı paypal hesabınıza aktarabilirsiniz,bu işlem için hotfile bir kesinti yapmaz.

Nasıl üye olurum:

http://bit.ly/hDT077


Üye olduktan sonra

para kazanmaya başlamak için son aşamayı tamamlayın. (Buradan hesabınızı tanımlamazsanız sadece normal üye olarak dosya yüklersiniz . Ama tanımlama işlemini yaptıktan sonra artık yüklediğiniz dosya her indirildiğinde para kazanacaksınız)

Paypal hesabınız yoksa


https://www.paypal.com/tr

adresinden üye olabilirsiniz.(Bu işlemi daha sonrada yapabilirsiniz) Paypal nedir diye soracak olursanız. İnternetten birisinin sizin mail adresinize para yatırılabilmesini sağlayan sistemdir. Örneğin hotfile sizin mail adresinize parayı yatırır. Siz paypal da hangi hesabınızı tanımladıysanızda para o banka hesabınıza yatırılır. Paypal dünyanın en güvenilir sitelerinden birisidir , isterseniz araştırabilirsiniz. Şöyle bir soru da aklınıza gelebilir. Birisi mail adresimi yazarak para çekebilirmi ? Hayır . Siz onay vermediğiniz sürece bu mümkün değil ama mail adresinize para yatırılabilir… Bu konudada kafanıza takılan birşey olursada çekinmeden sorabilirsinz…






The.Kings.Speech.2010.DVDSCR.XViD-MC8.dp (Zoraki Kral)



Filmin konusu:

Kardeşinin feragat etmesiyle gönülsüz bir şekilde tahta geçen Kral VI. George, kekemelik sorununu yenmek için Lionel Logue adlı bir konuşma terapisti tutar.




Filmden caps ler




link

http://hotfile.com/dl/111933622/cb7973d/The.Kings.Speech.2010.DVDSCR.XViD-MC8.dp.part1.rar.html

http://hotfile.com/dl/111945407/2b4986a/The.Kings.Speech.2010.DVDSCR.XViD-MC8.dp.part2.rar.html

alt yazı:

http://hotfile.com/dl/111967405/80dc90b/The_Kings.Speech.2010.DVDSCR.XviD.AC3-NYDIC.rar.html

23 Şubat 2011 Çarşamba

7-ZIP SFX Maker 2.3 | Kendi Setup Dosyanızı Oluşturun



Boyut : 505 Kb
Kullanım İzni : Açık kaynak kodlu (GNU/GPL)
İşletim Sistemi : Windows (Tümü)
Dil : Türkçe
Üretici Firma : teejee2008

 




Açıklama :
7-ZIP SFX Maker programı, 7-Zip programı ile oluşturduğunuz arşivleri SFX (exe uzantılı) kendinden açılır paketlere çevirmektedir.
Winrar ve Winzip ile program içerisinden yapılabilen bu işlem malesef 7-Zip programında eklenti ve kod yazarak gerçekleştirilebiliyor. Ancak bu program yardımı ile SFX arşivler oluşturmak hem kolaylaşıyor hem de daha işlevsel arşivler yaratma imkanı doğuyor.
Oluşturulan arşivlerin simgeleri program yardımı ile değiştirilebileceği gibi, kısayollar ve kurulum için uyarı pencereleri de kişiselleştirilebiliyor.

Özellikleri:
  • 7-Zip ile oluşturulan arşivleri destekler
  • SFX arşivlerini otomatik oluşturur
  • SFX arşivlerinin simgelerini değiştirebilir
  • Belirtilen dosya ve uygulamaları çıkartma sonrasında otomatik olarak çalıştırabilir
  • Kısayollar oluşturulabilir
  • Uyarı ve bilgi mesajları oluşturulabilir
  • Birden çok 7-Zip arşivini tek seferde dönüştürebilir
  • Dosyaların üzerine yazma seçenekleri değiştirilebilir
  • Çıkartma sonrasında SFX arşivi otomatik olarak silinebilir
  • Sessiz çıkartma yapılabilir (Uyarı ve bilgi görüntülenmez, çıkartma işlemi arkaplanda yapılır)
  • Değişkenler tanımlanabilirSimgelerin Değiştirilmesi:
SFX arşivlerinin simgelerini değiştirebilmek için Resource Hacker programını indirip, 7-ZIP SFX Maker programının bulunduğu klasör içerisindeki ResourceHacker klasörüne kopyalamanız gerekmektedir. Resource Hacker programını innDirip arşiv içerisindeki ResHacker.exe dosyasını kopyalamanız yeterlidir. Bu işlem sonrasında simge değiştirme işlemini yapabilirsiniz. Eğer programla gelen simgelerden farklı simgeler kullanmak istiyorsanız ico uzantılı simge dosyalarınızı 7-ZIP SFX Maker klasörü içindeki Resources klasörüne kopyalamanız yeterlidir. Simgeler program tarafından otomatik olarak algılanacaktır.
Program için 7-zip arşivlerini sadece normal modda oluşturunuz. Ultra mod ile sıkıştırılan arşivler SFX arşive dönüştürüldüğünde çalışmamaktadır.
Not: Programın çalışabilmesi için bilgisayarınızda .NET Framework 3.5′in kurulu olması gerekmektedir. 


Need for Speed(TM) Hot Pursuit %100 Save Game

 
 Need for Speed(TM) Hot Pursuit %100 Save Game. Bütün Bölümler Açık Ve Hepsi Gold Seviyesindedir...


19 Şubat 2011 Cumartesi

Knight Online Uzaktan Skill tbl dosyası

 Knight Online\Data içine atıp çalıştırın, İyi oyunlar.

DOWNLOAD

Knight Online Multi-Ko (Çoklu Knight açmak)


İşte MulticLient bununla tek pc'de 2 veya pc hızlı ise daha çok ko açabilirsiniz kullanımı çok basittir, sadece ko dosyasının ıcıne atıp 1 kere calıstırmanız yeterlıdır
illegal olmayan bir payasımdır,isteyen ko'ya ticked atabilirler
ve dosyaya güvenmeyen arkdaslar lütfen taratsınlar. HER SÜRÜMLE UYUMLUDUR

Kullanabileceğiniz keylogger ve trojanlar



Trojan Arşivimi Açtım Sizlere

RAT:
- Apocalypse v1.4.4
- Aryan vv0.5
- Bandook RAT v1.35
- Bifrost v1.2.1d
- Cerberus v1.03.4
- CyberGate Tüm Versiyonlar v1.01.8 - v1.04.8
- DarkComet v2 RC3
- Lost Door v4.0 Pro
- MeTuS-Delphi-2.8
- Nuclear RAT v2.1.0
- Optix v1.33
- Poison Ivy v2.3.2
- ProRat v1.9 SE
- SharK v3
- SubSeven v2.3
- Turkojan Gold v4
- Spynet v2.6
- Spynet v2.7
- CyberEye-RAT v1.2
- CyberGate v1.7

Keylogger:
- Ardamax 2.8 - Serial Beraber
- Ardamax 2.41 - Serial Beraber

DOWNLOAD

16 Şubat 2011 Çarşamba

WinUHA Kullanımı, .uha dosyaları açmak, Oyun Ripleme

WinUHA , UHARC için güçlü bir GUI (grafiksel kullanıcı arayüzü) dür.UHARC ise yüksek sıkıştırma oranına sahip bir multimedia arşivcisidir.Zip, rar, ace gibi formatlardan çok daha iyi sonuçlar verir.

WinUHA  Bazı özellikleri:
  • kullanıcı dostu ve modern arayüzü
  • arşiv yönetimini hızlandırmak için bir Shell Context menu
  • UHA arşivleri için SFX GUI
  • Tdönüştürme teknolojisi gerçekten kullanıcı dostu
  • ticari olmayan kullanımlar için ücretsizdir

TIKLAYARAK RESMİ BUYULTBİLİRSİNİZ


OK butonuna bastıktan sonra karşınıza bir sıkıştırma ekranı çıkacaktır.
Sonunda oyununuz hem exe uzantılı hem de sıkıştırılmış olacaktır.
Not: Oyununuzu kurduktan sonra oyunun program files deki dosyalarını şıkıştırmanız daha iyi olacaktır.

DOWNLOAD LİNKLERİ
Uploaded.to link
RapidShare Link
MultiUpload Link
Hotfile Link

15 Şubat 2011 Salı

Türk olmak...


Hakim yerine oturdu.
Salondakiler ayakta.Duruşma başladı

Sanık kim mi?
Tabi ki Türk... Suçları ne mi? Saymakla bitmez...
Hakim dedi ki:
Hey Türk ayağa kalk.
Türk cevap verdi:
Türk zaten ayakta
Hakim sinirlendi:
Suçlusun..
Türk haykırdı:
Neymiş suçum?
Hakim sırıtarak!:
Türk olman yeterli suç zaten..
Türk dayanamadı
Evet suçluyum. 1.Dünya savaşı yıllarında Ermeni çetelerce öldürüldüm ama yine de suçlu benim. Bu da bir şey mi? Almanya'da diri diri yakıldım ama suçlu benim. Kıbrıs'ta küvette öldürülen yine benim ama suçlu da benim.

Hakim şaşkın:
Demek itiraf ediyorsun?

Türk dedi ki:
Evet itiraf ediyorum. -30 derecede vatanımı savundum. Suçluyum. Gece yarısı arabamı yaktılar, suçluyum. Kaçak elektrik kullanan şerefsizlerin faturalarını da ben ödedim, ama yine ben suçluyum. Çanakkale'yi geçilmez yapan benim, ama onda da suçluyum.

Hakim:
Bak sen. Neler de bilirmiş?.
Türk:
O da bir şey mi. Yunanı İzmir'de denize döken var ya. Vallahi o da benim. Bilir misiniz 1453 ü? İşte o tarihte gemileri karadan yürütüp İstanbul'u alan var ya? İşte o benim hakim bey. Almakla da kalmadım. Konstantini İstanbul yapan da benim.
Hakim:
Küstah herif.. Sus..

Türk:
Türk susmaz hakim bey. Hele bir eylemim var ki...

Hakim:
Neymiş?
Türk:
1071 deki eylemimi dünya unutmadı. Hani Romen Diyojen i yenip Anadoluyu Türk yurdu yapmıştım.

Hakim:
Demek sen yaptın
Türk:

Bu da birşey mi... Hani Kudüs'ü Haçlılardan alan biri var ya. Selehaddin Eyyubi. İşte o aslında benim.
Hakim:

Say bakalım. Daha neler diyecesin?

Türk:
Hani Asala diye bir örgüt var ya?. İşte onun kökünü kazıyan da benim. Ama onda da suçluyum. Bir de unutmadan söyleyeyim. İngilizler'e karşı Mekke ve Medine'yi müdafa eden. Aç ve susuz ama teslim olmayan.. İşte o da benim... Bulgaristan'dan sürülen, Yunanistan'da öldürülen.. Bosna'da diri diri yakılan.. İşte onlar da benim. Ve ben olduğum için suçluyum. Ben Türküm.. Kocatepe'de, Dumlupınar'da, İnönü'de size karşı savaşan. Sizi bu topraklardan kovan benim.

Hakim:

Yaz kızım yaz, kaçırma..

Türk:

Başka suçlarım da var. 80 senedir kör gibi uyuyan, kulaklarını tıkayan, oduna, kömüre tavlanıp satın alınan, milli ve dini kimliğini unutup size benzeyen benim. Selamün Aleyküm yerine !hello!, hoşça kalın yerine ! Bayyyy! diyen o da benim. Onlarca şarkı ezberleyip buna rağmen 1 ayet 1 hadis ezberleyemeyen de benim. Çılgınlar gibi dans edip sarhoş olan ama 2 rekat namazı kılmayı beceremeyen de benim..

Suçluyum.....

BEN;
Amerikan değilim!
Irak'ta sivilleri kurşuna dizmedim, pazarları bombalayan ben değilim,
İngiliz değilim!
Masum insanları kesmedim,
Rus değilim!
Çeçenleri kılıçtan geçirmedim,
İtalyan değilim!
Fırsattan istifade kan dökmeden toprak talep edeyim,

BEN,
12 dakikada savaş bitiren Türküm!,
denizleri göl haline getiren Türküm!,
40 kişi ile çin sarayını basan Türküm!,
karada gemi götüren Türküm!,
dünyayı bir çağdan diğer çağa atlatan Türküm!,
yıllardır karada ve denizde hilal taktiğini uygulayan Türküm!,

14 Şubat 2011 Pazartesi

Üç Şey...

Seveceksin...
Neyi nasılı kimi düşünmeden,
Kalemini, defterini, sokakları hatta sarhoşları bile!
Kızsan da, gülsen de,
Aptalı da seveceksin akıllısını da.
Kiminden sen sevmeyi öğreneceksin,
Kimine sen öğreteceksin.
Bazen iyi olanı bazen de kötüyü,
Güneşi sevdiğin gibi geceyi de seveceksin!
Her zaman yüreğini bileceksin!
Kendi yüreğini...
Aklını, fikrini, saçını, ellerini,
İçinde sen olan herşeyi !
Ve sonunda herşey seni,
Sen de herşeyi seveceksin...

Ama önce;

Yaşayacaksın... Korkmadan!
Kabuslar görsende geceleri,
Saklansan da yorganın altına,
Uyuyacaksın.
Düşsende yerlere,
Dizlerin kan içinde kalsada,
Yürüyeceksin.
Her yolun bir sonu mutlaka var,
Sen o yolun sonunda nasıl olmak istiyorsan,
Yollara öyle düşeceksin.
Korku, öfke ve hüzün,
Her birini tek tek göreceksin.
Bazen koskoca bir şehirde olsan da,
Yalnız kalıp, anlamsız olacaksın.
Kalbinde kırılacak,
Gözlerinden yaşta akacak.
Acının, yalnızlığın ve kederin de sonu yok,
Herşeyi sırtına yükleyip,
''Seve seve'', yaşayacaksın...

Ve her zaman umut edeceksin,

Karanlıkta ışığı,
Boğulduğun an havayı,
Üçürken güneşi,
Uçarken rüzgarı,
Ağlarken gülmeyi,
Yoklukta varlığı,
Açlıkta ekmeği,
Ekmekte yemeği,
Yemekte tuzu,
Tuzda denizi
Denizde kıyıları...

Kısacası;

'' Umut edeceksin severek yaşamayı ! ''

11 Şubat 2011 Cuma

Gerçek Arkadaşlık

Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü düştügünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
- Teğmenim. Fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..
Delirdin mi? der gibi baktı teğmen...
- Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş... Büyük ihtimalle ölmüştür bile.. Kendi hayatını da tehlikeye ...atma sakın..
Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. "Git o zaman.." İnanılması güç bir hadise.. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü.. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
- Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş..
- Değdi teğmenim. dedi asker..
- Nasıl değdi? dedi teğmen.. Bu adam ölmüş görmüyor musun?..
- Gene de değdi komutanım.. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı.. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
- Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı... Geleceğini biliyordum.. .... Kalbimizde arkadaşlık adında bir mucize var. Nasıl olduğunu veya nasıl başladığını anlamazsınız. Ama bu özel armağanı bilirsiniz ve arkadaşlığın Allah' ın en büyük armağanı olduğunu anlarsınız. Gerçekten de arkadaşlar çok nadide mücevherlerdir. Sizi gülümsetip başarmanız için cesaret verirler. Sizi dinlerler ve kalplerini size açmak isterler. Bugün arkadaşlarınıza onlarla ne kadar ilgilendiğinizi gösterin.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...