29 Ağustos 2009 Cumartesi

Arıyorum


Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum;
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayımlamıştı:
Bugünden sonra dîvânda, dergâhta,
bergâhta, mecliste, meydanda
Türkçe’den başka dil konuşulmaya! diye…
Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını;
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri;
Fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim;
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker;
Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey;
Hanımağa’nın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market, torbanın poşet;
Mağazanın süper, hiper, grosmarket;
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?

İlan tahtasının billboard, sayı tabelasının skorboard;
Bilgi akışının brifing, bildirgenin deklarasyon;
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, öz’ün bile seyrek uğradığı;
Beldelerin girişinde wellcome,
Çıkışında good-bye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın bodyguard;
Sanat ve meslek pirlerinin duayen;
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?

Seki’nin, alanın platform, merkezin center;
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final;
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

İş hanımızı plaza, bedestenimizi galleria;
Sergi yerlerimizi center room, showroom;
Büyük şehirlerimizi, megakent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast-food;
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde;
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre;
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik;
Vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya;
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmaya sponsorluk
diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezintisini picnic;
Bilgisayarı computer, hava yastığını air-bag;
Pekâlâ’yı, olur’u okey diye söyleyeniniz var mı?

Çarpıcı, önemli haberler flash haber;
Yaşa, var ol sevinçleri oley oley;
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?

Vırvırık dağının tepesindeki köyde;
Cafe-show levhasının altında;
Acının da acısı, neskaaaave içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken;
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini;
Öz’ün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi;
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik;
Türkçemiz elden gidiyor; dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum;
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı:
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...